Tuesday, August 25, 2009

Eckerman'la Sohbet




Üstat Shakespeare'in yazdığı oyunların neredeyse tamamının konuları başka bir yerden alınmadır, bu nedenle eleştirildiği de olur. Ancak Alexandr Abramoviç Anikst'in de dediği gibi bir yazarın orijinalliğini konunun yeni oluşu belirlemez; belirleyici olan o konunun sanatsal olarak hangi yetkinlikte ele alındığı, bu alınma biçimiyle yaşamın önemli yönleri ve insan karakteri konusunda yapılan keşifler, dil zenginliği ve ifade gücüdür.


Johann Wolfgang von Goethe, sekreteri Eckerman'la sohbet ederken bu konuyu güzel bir şekilde açıklar.

Goethe şöyle demişti:
"Bir başağın ayrı ayrı parçalardan oluştuğunu da, antikçağ Herkül'ünün kolektif bir varlık olduğunu ve kendisinin ve diğer insanların edimlerinin büyük taşıyıcısı olduğunu da unutuyorlar."

Üstat şöyle devam eder:
"Kendimizi ne sanırsak sanalım, gerçekte hepimiz kolektif varlıklar değil miyiz? İşin doğrusu, gerçek anlamda tamamen kendimizin sayabileceğimiz ne kadar az şey vardır! Bizden öncekilerden almak ve öğrenmek zorundayız.

En büyük dahi bile, her şeyi ta en başından kendisi yaratmak isteseydi fazla ileriye gidemezdi. Ama birçok iyi insan, orijinallik peşinde koşarak yaşamlarının yarısını karanlığın içinde el yordamıyla dolaşarak geçirirler. Kendilerine hiçbir ustayı örnek almamakla ve eserlerinin hepsini kendi benzersiz dehalarına borçlu olduklarını söyleyerek övünen ressamlar tanırdım. Aptallar! Sanki böyle bir şey olanaklıymış, sanki dış dünya onlara her adımda işlemiyormuş ve aptallıklarına bakmaksızın onları kendine göre şekillendirmiyormuş gibi!

Ben iddia ediyorum ki, böyle bir ressam, büyük ustaların resimlerinin asılı olduğu bu odanın duvarları boyunca yürürken resimlere kaçamak da olsa şöyle bir baksa, bütün dehasına rağmen buradan değişmiş ve büyümüş olarak çıkardı.

Bizde iyi olan bir şey varsa, aslında bu, dış dünyanın araçlarını kullanma ve yüce amaçlarımıza hizmet etmelerini sağlayabilme gücü ve yeteneğidir. Kendim hakkında konuşacak olursam, aynen böyle hissettiğimi bütün alçakgönüllülüğümle söylemek zorundayım." diyor Goethe.

Sohbete şöyle devam ediyor:
"Uzun yaşamım boyunca, övünmeyi hak ettiğimi sandığım bazı şeyleri düşünmeyi ve yapmayı başardığım doğrudur, ama dürüst konuşmak gerekirse, burada kendime ait olan yalnızca görme, duyma, ayırt etme ve seçme becerisi ve yeteneğiyle, gördüğüm ve duyduğum şeyi kendi zekamla ifade edebilme ve belli bir beceriyle bunu başkalarına aktarabilme yeteneğidir.

Eserlerimi sadece zekama değil, benim dışımda bana materyal sağlayan binlerce şeye ve kişiye borçluyum."

Konuşmasını şöyle bitirir:
"Sonuç olarak, insanın kendisinden mi yoksa başkalarından mı aldığı, kendisinin mi yoksa başkalarının aracılığıyla mı hareket ettiği önemli değildir; mesele güçlü bir isteğe sahip olmak ve onu maharetle ve azimle gerçekleştirebilmektir, gerisi önemli değildir."

Goethe'nin bu mütevazı sözleri üzerine fazla bir yorum yapmak gerekmiyor çünkü ben de bu konuda tıpkı onun gibi düşünüyorum.

Mehmet Murat ildan

No comments:

Post a Comment