Monday, August 31, 2009

Kenji Kawakami ve Chindogu

Chindogu diye bir sözcük var. Japon icat sanatını belirten bir kelimedir bu. Fakat burada değişik bir icattan bahsetmekteyiz ki bunlara tuhaf icatlar diyebiliriz. Kelimenin yaratıcısı Kenji Kawakami. Sözcüğün tam anlamı "Alışılmamış" ya da daha doğrusu "Olağandışı" demek.


Chindogu için yararsız diyemeyiz çünkü belirli bir soruna çözüm getirmektedir fakat öte yandan icatlar çok tuhaf olduklarından insanların onu kullanmaları da epeyce zordur, biraz da utandırıcıdır, o yüzden Chindogu için yararlı da diyemeyiz. İngilizcede bunu belirtmek için "unuseless" kelimesi kullanılmaktadır, yani "Faydasız değil!" "Faydalı"nın daha zayıf bir şekilde söylenişidir bu.

Chindogu için bir akımdır diyenler var; sanattır ya da hobidir diyenler var. Bir felsefesi olduğu ise kesin. Bu icatlar için "Ticarileştirilemez icat artıkları" şeklinde sözler de söylenmektedir. Latince ünlü bir deyim hatırlıyorum: "Magister artis ingeniique largitor venter." Bunun anlamı şudur: "Gereklilik, bütün icatların anasıdır." Chindogu felsefesinde ise tersi söylenir, yani gereksizlik bütün icatların anasıdır!.. Bu felsefede patent alma olayı da yok. İcatlar yapılır, patent alınmaz ve bunlar ticarileştirilmez.


Kawakami 1946 doğumlu. Nara bölgesinde doğmuş. Chindogu topluluğunu kurmuş. 600'den fazla Chindogu yaratmıştır. Hiçbiri için patent almamıştır, çünkü kapitalist sömürü mantığına karşıdır. "101 Lüzumsuz Japon İcadı" ve "99 Daha da Lüzumsuz Japon İcadı" şeklinde kitapları var. Japonlar icatçı yanlarıyla değil geliştirici yanlarıyla daha çok tanınırlar ve bu yanları daha güçlüdür. Yani pek çok buluşun arkasında aslında Japonları değil başka ulusları görürüz; Japonlar "İnvention" olayını değil de "innovation" olayını gerçekten iyi başarmaktadırlar; icat, yenileştirme ve geliştirmeden daha üst düzey bir yaratıcılık halidir, ama yenileştirme ve geliştirme de zaman içinde icadı daha üst seviyelere çıkarır. Şimdi Kawakami'nin bazı icatlarının resimlerini verirsem konuyu daha rahat izleyebiliriz.
Bu yukarıdaki Chindogu elbette oldukça absürd bir şey. Yürürken bu Chindogu sayesinde başımız serinlemektedir!.. Bunu, birtakım tuhaflıkları rahatça kullanabilen Japonların bile kulllanacaklarını hiç sanmıyorum!..
Aşağıdaki de oldukça absürd bir şey. Tırnak keserken belirli bir zaman kaybı oluşur ve bunu önlemeye yarayan, elbette başarılı bir sonuç vermeyecek biraz hayal gücü egzersizi şeklinde bir şeydir bu.

Aşağıdaki Chindogu da spagettilerimizi soğutma projesidir!.. Esasen bir Chindogu düşünmek sanıldığından da daha kolay olabilir. Spagetti yerken en önemli sorunlardan biri çok sıcak oluşudur. Bu sorunu düşündüğümüz anda zaten çözüm de hemen akla gelir. Sadece uygulanabilir ve pratik bir çözüm bulmak meselesi kalır geriye.




Sigara içenlerin en büyük sorunu ateştir. Kibrit gibi yandan yanan sigara fikri ticarileştirilebilecek bir şeydir de.





Kawakami doğal olarak Japon toplumundaki sorunları iyi gözlemlemiş olan biri. Japonya'da metrolarda en sık karşılaşılan manzara insanların uyumaları ya da uyuklamaları ve trenin sarsıntılarıyla birlikte sağa ya da sola başkalarının üzerine devrilmeleridir; sırf bu yüzden bazen kim kimin kocasıdır, kim kimin sevgilisidir pek anlaşılmaz!.. Lavabo açma pompasıyla bu soruna komik bir çözüm getirilmiş; çözümden ziyade çözümümsü demek daha uygun olacak sanırım, ama yine de yaratıcı bence!..


Üstte verdiğim Chindogu resminde ise sabahları alarm çaldıktan sonra alarmı kapatmaya çalışanlar için etkili ve biraz da zalimce bir çözüm bulunmuş gibi görünüyor.

Aslında gündelik yaşamımızda bizim sorun olarak gördüğümüz pek çok şeyi zihinsel olarak farklı düşünerek bir "güzellik" olarak bile görebiliriz. Spagettimizi soğutmak eğlencelidir; tırnaklarımızı tek tek, özenerek kesmek bir çeşit keyiftir; ya da alarmla uyandıktan sonra alarmın tepesine elimizi yorgunca indirip alarmı kapatmak ve birkaç dakika daha uykuya dalmak da bir tür tatlı oyundur bence...

Eğer bütün sorunlarımızı çözersek ne yapacağız? Hiç yağmur geçirmeyen, rüzgar geçirmeyen, etrafı tamamen kapalı bir şemsiyesi vardır Kawakami'nin. Ama yağmurda biraz da ıslanmak hoş değil midir? Rüzgarın yüzümüzü biraz sertçe tokatlaması bize yaşamın gerçekliğini tatlı-sert bir şekilde hatırlatmış olmaz mı? Acaba hayatımızı güzelleştiren şeylerden biri de bu tarz küçük küçük sorunlar değil midir? Çekirdekli karpuz yemenin çekirdeksiz karpuz yemeye göre daha eğlenceli bir yanı hiç mi yoktur? Yine de Kawakami'ye çabalarından ve zaman zaman yaptığı sevimli icatlarından dolayı teşekkür etmeliyiz.

Mehmet Murat ildan






No comments:

Post a Comment