Monday, September 14, 2009

Fallaces Sunt Rerum Species

"Fallaces sunt rerum species," yani görünümler aldatıcıdır. Mesela, gökyüzü mavi görünür ama değildir, çünkü hava renksiz bir gazdır.

Görünenin ardındaki görünmeyeni görmeye çalışmak iyi bir alışkanlık. Mesela kafeste kuş besleyen biri bir kuş sever görünse de öyle değildir! O kişi tam tersine kuşların özgürlüklerini elinden almış kişi demektir. Gördüğümüzü bir kez daha zihnimizde tartmalıyız.

Deniz kıyısında parlak taşlar görürüz, çok güzeldirler. Eve getiririz; güzel değildirler. Çünkü orada suyun ve güneşin altında parlak ve büyüktürler. Kuruyunca solarlar, matlaşırlar. Adalar suyun üzerinde nilüfer çiçeği gibi yüzüyorlardır sanki, halbuki onlar sudaki dağların tepeleridir, zirveleridir.

Yukarıdaki Latince sözle ilgili bilim dünyasından güzel bir örnek verebilirim. Dünya'yı ve Ay'ı birlikte gösteren bir fotoğrafa bakınca Ay, Dünya'nın çevresinde dönen, cansız, sönük, önemsiz bir uydudan ibaret bir yermiş gibi algılanabiliyor. Bu görünüm aldatıcıdır. Birkaç milyar yıl önce Ay, Dünya'ya şimdikinden 4 kat daha yakındı. Ortalama uzaklığı 135 000 kilometreydi. Herhalde gökyüzüne bakıldığında Ay, romantik bir görünümden ziyade çok yakın olduğu için korku verici ve heybetli bir görünüme sahipti. O zamanlar Ay'ın çekim gücü ve Dünya üzerindeki etkileri çok güçlüydü. Mesela 100 metre yüksekliğinde gelgit dalgaları oluşuyordu. Bu inanılmaz kaotik yapı karadaki minerallerin denizlere karışımlarını kolaylaştırdı ve dünyamızda yaşamın var olmasını sağladı. Bu elbette bir teori, ancak mantıklı da bir teori. Ay, şimdi dünyamızdan her yıl uzaklaşıyor ve bir zaman gelecek Dünya'dan tamamen kopacak. Bu durum Dünya'nın dengesini de değiştirecek ve Dünya yok olacak.

Kısacası, o önemsiz gibi duran Ay aslında Dünya'daki yaşam için hayati bir rol oynamıştır ve gelecekte de Dünya'nın kaderini olumsuz olarak değiştirebilecek bir potansiyele sahiptir! Uydusuz gezegenler kararsız ve kaotik hareketler sergilerler. "Fallaces sunt rerum species!.." Görünümler aldatıcıdır! Her şey değişir! Milyarlarca yıl önce Dünya çok hızlı dönüyordu. Sanırım 1 gün sadece 6 saatti! Müthiş bir hız. Şimdiki şiddetli kasırgaları düşünün; o zamanlar her gün böyle kasırgalar vardı ve onlar hiç durmazlardı. Dünya, Ay'ın etkileriyle yavaşladı ve bu durum Dünya'da yaşamın varoluşuna pozitif bir katkı yaptı. Gecenin bir vakti, pırıl pırıl gökyüzüne baktığımızda bilimin bize sunduğu bu bilgilerin ışığında Ay'a farklı gözlerle bakmalıyız. Romeo ve Juliet bunları bilmiyordu, Abélard ve Héloise da bilmiyorlardı... ama biz biliyoruz... Ay, romantik bir şiir ilham etmekten çok daha büyük bir fayda taşır insanoğlu için. Bunu bilmek güzeldir ve bu da bilimin bize değerli bir hediyesidir.

Ben, rüzgarsız bir gecenin sakinliğinde deniz kenarında Ay'a bakarken bunları bilerek, bunları düşünerek bakıyorum ona ve bu durum Ay'a daha özel bir anlam yüklüyor; varoluşa aşık insanlar için Ay, yukarıdaki bilgiyle birlikte gizemli bir şükran hissi uyandırır.

Mehmet Murat ildan

No comments:

Post a Comment