Thursday, September 17, 2009

Romantik Küvetler



Duşlar ortaya çıktıktan sonra küvetlerin değeri biraz azaldı; ancak yine de küvetlerin yeri her zaman bambaşkadır ve onların yeri doldurulamaz. Küvet diyince aklımıza çoğu kez Yunanlı matematikçi Arşimet ve onun banyodan çıplak fırlayıp "Buldum, buldum!" diye bağırması gelir.


Eski çağlarda banyo dinsel amaçlıydı; mesela bir ölüye, hastalıklı bir kişiye veyahut aşağı tabakadan, düşük kasttan birisine dokunulduğunda ondan ruhani bağlamda temizlenmek, görünmez lekeleri ortadan kaldırmak amacıyla yapılırdı banyolar. Eski romalılar banyoları ilk kez fiziksel temizlik amacıyla kullanmışlardır. Thermae denilen halka açık yerlerde yıkanırlardı. Fakat yine de o zamanlar küvet henüz görünürde yoktu...
Romalıların banyolarında sıcak soğuk havuzlar vardı, havlular, buhar odaları, egzersiz odaları ve okuma yerleri vardı; bu banyo işi için saatlerce zaman harcarlardı ve ben özellikle bu yüzden Romalıların çok akıllı olduklarını düşünürüm.

Unctuarium diye bir yere girerler, köleler cilde yağ sürerlerdi; sonra tepidarium denen sıcak odaya geçip sohbet ederlerdi. Caldarium buharlı sıcak bir yerdi ve bizim Türk hamamlarına benzerdi. Buradan frigidarium isimli soğuk banyoya dalıp çıkarlardı.




Tabii eskiden şimdiki gibi sık yıkanma olayı kesinlikle yoktu. Mesela Ortaçağ'da ortalama insan ayda bir kez yıkanırdı; kaleler soğuktu ve yıkanmamak, yıkanmaktan daha güvenceliydi. Bugün artık günlük yıkanmak bile neredeyse bir zorunluluk gibi görülmektedir. Bazı ülkelerde insanlar günde iki kez duş alırlar.


Şimdi John Michael Kohler'e gelelim. 19. yüzyılda, 1883'te yazımın konusu olan modern küvet fikri bay Kohler'den gelmiştir. Kohler, döküm demirden bir küvet yapmıştır, altına da dört tane ayak eklemiştir. Elbette bu konuda başka iddialar da var. 1752'de Benjamin Franklin'in bir küvete sahip ilk Amerikalı olduğu söylenir. Napolyon'un 1803 yılında küvet kullandığına dair bir rivayet vardır.


İlk küveti kim icat etmişi bir kenara bırakırsak, ben küvetlerin insanın yorgunluğunu almadaki en mükemmel araçlardan biri olduklarını düşünüyorum. Bunun dışında, estetik açıdan mükemmel ortamlar yaratmak için de çok uygundurlar. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli yanlardan biri onun estetik bakış açısıdır.
Yukarıdaki resme bir bakalım. Tertemiz bir küvet; mumlardan oluşmuş mükemmel bir ışıklandırma; güzel kokulu sabunlar, bardak içinde bir gül, kırmızı şarap ya da şampanya; loşluğun içinde yükselen buharlar... İnsan kendi yaşamında böyle bir ortamı sıkça yaşamalıdır; bu, mekanik, odunsu, kuru, yavan ve anti-romantik dünyaya bir süreliğine de olsa elveda demektir; romantizmin soylu dünyasına, varoluşun küçük cennetlerine merhaba demektir.
İnsan, güzellikleri kendisi bizzat yaratır. Soğuk bir kış gecesinde yukarıda resmi olan bu küvetin harikalığı pek çok şeye değişilmez. Akşam televizyon seyretmektense böyle bir küvetin sıcak ortamında sonsuz güzelliğin içinde sessizliğe dalmak ya da sakince bir kitap okumak büyüleyici bir şeydir.

Mehmet Murat ildan














No comments:

Post a Comment