Bu yazımda bir defterden, Mustafa Kemal ile birlikteyken anılar tutmuş olan ve sonra da bunları yayınlamış olan eski milletvekili Mazhar Müfit Kansu'nun not defterinden, daha doğrusu bu defterde yazılmış olan maddelerle ilgili olarak Kansu'nun Atatürk'e söylediği bir şeyden bahsetmek istiyorum.
Erzurum Kongresi bitmiştir. Tarih 7-8 Ağustos 1919 sabaha karşıdır. Atatürk, Kansu'yu çağırır ve not defterine şunları yazmasını ister:
1- Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır;
2- Padişah ve Hanedan hakkında gereken yapılacaktır.
3- Tesettür kalkacaktır!
4- Fes kalkacaktır! Medeni milletler gibi giyineceğiz!
Mazhar Müfit bunları yazdıktan sonra şöyle der: "Paşam, darılmayın ama sizin de hayalperest yanlarınız var!" Mustafa Kemal güler ve bunu zaman tayin eder diyerek devam eder: "
5- Latin harfleri kabul edilecek."
Bu andan itibaren Mazhar Müfit bunları bir hayalperestin sabaha karşı söylenmiş sözleri olarak görerek defterini kapatır. İleriki bir zamanda eski meclis binasının önünde Atatürk Mazhar Müfit'i görünce şöyle der: "Azizim Mazhar Müfit, kaçıncı maddedeyiz? Defterine bakıyor musun?"
5- Latin harfleri kabul edilecek."
Bu andan itibaren Mazhar Müfit bunları bir hayalperestin sabaha karşı söylenmiş sözleri olarak görerek defterini kapatır. İleriki bir zamanda eski meclis binasının önünde Atatürk Mazhar Müfit'i görünce şöyle der: "Azizim Mazhar Müfit, kaçıncı maddedeyiz? Defterine bakıyor musun?"
Hayalperest, hayal peşinde, yani zihninde tasarladığı, gerçekleşmesini özlediği düşlerin ardından koşan kimse demektir. Büyük idealler hemen her zaman hayal olarak algılanırlar, ya da boş düşler olarak damgalanırlar; oysa hayaller gerçeğin tohumudurlar. Omne possibile! Her şey mümkündür!.. Mazhar Müfit'in gözüne hayaller gibi göründüler o maddeler; oysa Mustafa Kemal aynı maddelere baktığında onları birer hayal olarak görmüyordu, çünkü o hedeflere nasıl ulaşılabileceğinin yollarını somut bir şekilde biliyordu.
Yolları ve araçları görenler için hayaller somut gerçeklikler olarak görünürler. İki insan düşünün, aynı şeye bakıyorlar; birisi için o, gerçekleşmesi imkansız bir hayal, oraya gidecek hiçbir yol görmüyor, göremiyor, fakat ötekisi bunu bir hayal olarak görmüyor, oraya gidecek yolları, patikaları biliyor, oraya nasıl gidileceğini biliyor. Nereye, nasıl gideceklerini bilenler için hayal yoktur, ütopya yoktur!.. Latince şu güzel sözle yazımı sonladırmak isterim: Aut vivam inveniam aut faciam: İstek, arzu, irade varsa, yol bulunur! Yol yoksa, yol yapılır.
Mehmet Murat ildan
Yolları ve araçları görenler için hayaller somut gerçeklikler olarak görünürler. İki insan düşünün, aynı şeye bakıyorlar; birisi için o, gerçekleşmesi imkansız bir hayal, oraya gidecek hiçbir yol görmüyor, göremiyor, fakat ötekisi bunu bir hayal olarak görmüyor, oraya gidecek yolları, patikaları biliyor, oraya nasıl gidileceğini biliyor. Nereye, nasıl gideceklerini bilenler için hayal yoktur, ütopya yoktur!.. Latince şu güzel sözle yazımı sonladırmak isterim: Aut vivam inveniam aut faciam: İstek, arzu, irade varsa, yol bulunur! Yol yoksa, yol yapılır.
Mehmet Murat ildan
No comments:
Post a Comment