Sunday, September 13, 2009

Maymun Tuzağı


Aylardan beri Cumhurbaşkanlığı seçimiyle yatıp Cumhurbaşkanlığı seçimiyle kalkıyoruz. Şu sıralar yeni Cumhurbaşkanının kim olacağını tahmin etmek, sayısal lotodaki o sihirli sayıları tahmin etmek kadar zorlaştı artık. Bu tuhaf seçim süreci içerisinde Amerikalı yazar Joseph Goldstein’ın “Maymun Tuzağı” isimli ünlü bir yazısı aklıma geldi. Bu yazıyı kısaca sizlerle paylaşıp konumuza bağlayacağım.

“Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Bir hindistancevizi oyulur ve yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistancevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı kadar büyüklüktedir, yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun, tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar ve yiyeceği kavrar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Avcılar geldiğinde, maymun yakalanır. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece onun kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır!.. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür."

Siyasetçilerimiz acaba bu yukarıdaki doğal yaşam gerçekliğinden bir ders çıkarırlar mı? Neredeyse her siyasetçinin söylediği şey şudur: “Benim makam mevki hırsım yok! Millete hizmet için varım!” Nedense millete hizmette herhangi bir makamdan herhangi bir mevkiden vazgeçmek hiç yoktur! Fakat asıl büyüklük, asıl yücelik işte tam da bu noktada, hiçbir zorlama olmadan bu kendiliğinden vazgeçişlerde, yerini bir başkasına bırakışlarda değil midir? Hırslarından vazgeçen bir siyasetçi en saygın siyasetçi olma yolunda büyük bir mesafe almış olmaz mı?

Bizleri, bay Goldstein’in anlattığı tuzaklara düşüren şey bir türlü engelleyemediğimiz inatçı arzularımız ve zihnimizde onlara şiddetle bağımlı oluşumuzdur. Tuzaklara yakalanmamızın sebebi arzularımızı frenleyememek, onların kölesi olmak değil midir? Avuçlarımızı sıkıyoruz, tatlıyı yakalıyoruz, ama o tatlıdan vazgeçmemekle sadece ne kadar “akılsız” olduğumuzu, ne kadar bağımlı olduğumuzu ve ne çok şey kaybedebileceğimizi kavrayamadığımızı ispatlıyoruz!..

Türkiye’de ya da herhangi bir ülkede, yumrukları sıkılıyken mevcut durumu, olayın vahametini anlayıp yumruklarını gevşeten politikacıların çoğalması dileklerimle…

Mehmet Murat ildan

No comments:

Post a Comment