Wednesday, September 9, 2009

Huysuz Filozof Apemantus ve Medya



Üstat Shakespeare’in göreceli olarak daha az okunmuş ve daha az oynanmış bir oyunu olan “Atinalı Timon” bir çeşit Ortaçağ Morality (Ahlak) oyunudur. Oyunda Timon önce ihtişam ve savurganlık içinde yaşar, sonra iflas eder ve arkadaşları ona yüz çevirirler, daha sonra da Timon bütün dünyaya küser.

Bu oyunda ilginç bir kişi vardır, adı Apemantus’tur. Apemantus için oyunun Dramatis Personae bölümünde huysuz bir filozof diye yazar. Apemantus’un en büyük erdemi gerçekleri görmesidir. Timon’un çevresi dalkavuklarla doludur, onu sömürmektedirler ve Apemantus bu dalkavukların namussuzluklarını açıkça görmekte ve bunu keskin bir dille söylemektedir.

Oyunun bir yerinde Timon Apemantus’a cömert davranmak ve öteki dalkavuklara verdiği gibi ona da bir şeyler vermek ister (altın para vs.) Ancak Apemantus bunu reddeder ve şöyle der: “Hayır, ben hiçbir şey istemem; çünkü ben de satılacak olursam kimse kalmaz seni eleştirecek…”

Yerinde yapılmış eleştirileri deniz fenerlerine benzetebiliriz, ya da gemi pusulalarına. Yolunu kaybetmişler için büyük bir şanstır bunlar. Akıllı insan eleştirileri dinler, doğruluk payı olanları bir kenara ayırır ve gerekli düzeltmeleri yapar…

Demek ki bir şeyler yanlış yapılırken doğruya gidiş için 2 şeye ihtiyaç vardır: Doğru eleştiri yapan, sözünü sakınmayan bir Apemantus’a ve doğru eleştiriyi dinleyecek, Atinalı Timon gibi reddetmeyecek, gerçeğe kulağını tıkamayacak esnek birine. Bu iki unsur varsa her şey yoluna girer.

Yanlış yolda olan biri için alkışlar, okşamalar, iltifatlar ona en büyük ihanettir. O yüzden, yanlışın görüldüğü yere Apemantus’un kamçısıyla vurmak çok doğru ve çok iyi bir harekettir. Bu yakıcı kamçı özellikle medya tarafından kullanılmalıdır. Yanlışı görüp de kamçıyı kullanmayan bir medya zerre kadar bile bir değer taşımaz. O halde bir ülkede medyanın değeri ne ölçüde Apemantusçu olduğuyla ölçülmelidir…

Mehmet Murat ildan

No comments:

Post a Comment